Referans Referans Referans Referans Referans


Sarı Saltuk ve Babadağ

“Geldikti bir zaman Sarı Saltık’la Asya’dan,
Bir bir Diyâr-ı Rûm’a dağıldık Sakarya’dan.”
(Yahya Kemal)

İletişimin ve ulaşımın yok deneceği bir dönemde 13. Asırda Sarı Saltuk Baba müritleriyle beraber balkanlara gider. Gittiği bölgenin dini bizden değil, dili bizden değil. Çok dilli ve dinli bir topluluğunun içine gidiliyor, eviniz, yuvanız yok. Size destek olacak arkanızda toplumda yok. Ekonomik olarak gücünüz de yoktur. O günün şartlarında arkanızda devlette yoktur. Olumsuzlukları daha çok sıralamak mümkündür. Bu olumsuzlukları hepimiz biliyoruz. Gidenlerin tek sermayeleri Yaratana karşı olan kulluk vazifeleri ve sarsılmaz imanlarıdır. Şairin dediği gibi: “Bir doğrunun imanı bin eğriyi düzeltir” (Abdurrahim Karakoç). Bu imanla âlemi düzeltmeye talip olmuşlar.

Asil anlatmak istediğim bu zor şartlara rağmen nasıl oldu da Sarı Saltuk Baba Balkanların bir başından, bir başına İslam'ı ve Türklüğü yaymış. Gayrı Müslim bir topluluk içinde bu Alperen-Gazi Dervişler eriyip yok olmamışlar, içinde yaşadıkları toplumun muhabbetini, ilgisini celbederek milyonlarca insanın Müslüman olmalarına vesile olmuşlardır.

Bu gönül dostlarının tek bir hedefleri vardı, Allah'a iyi bir kul olmak, O’nun rızasını kazanmak. Yaratılanı sevmek ve yaratılanın gönlünü Yaratanın rızası için almak bu Alperen-Gazi Dervişlerin en büyük hedefleridir. Hedef iman etmek ve hayırlı iş işlemektir. Kurtuluşun bunda olduğuna inananların önünde hiçbir engel olamaz.

Sarı Saltuk ve diğer Allah dostlarını başarılı kılan iman dairesi içinde hak, adalet, muhabbet, samimiyet ve yaşadıkları güzel ahlaktır. Birbirlerinin malına, canına, namusuna göz dikenler, ilk defa mallarını, canlarını, namuslarını güvenecekleri birileriyle karşılaşıyorlar. Bu “emin” güvenilir insanları ilk defa görüyorlardı. Güzel ahlaklarıyla, muhabbetleriyle etraflarına güven verip, gönülleri feth ediyorlardı. Yapılan iş bir “gönül seferberliği” idi. Balkanlarda 500 yıl kalışımızın sırrı gönüllere yerleştirilen sevgi ile atılmıştı.

İnsanlık tarih boyunca canından, malından, namusundan, aile ve neslinden emin olmak ister. Türkün bu öncü beyleri, Gazi Dervişleri, Alperenleri gittikleri her yere bu prensiplerle gitmişlerdir. Ahmet Yesevi Hazretlerinin Anadolu kolu olan Hacı Bektaşi Veli Hazretleri, müritlerinin gönlüne yerleştirdiği ana felsefe “Eline, diline, beline sahip ol”. Bu veciz sözün derinliği çoktur. Bu imanı paylaşanlardan kimseye zarar gelmez. Bu mübarekler gittikleri yerlerde incinmişler ve lâkin incitmemişlerdi.

Sarı Saltuk’un Türbesi Romanya’nın Babadağ şehrinde bulunuyor. Bu şehir adını Sarı Saltuk Baba’dan alıyor. Daha önceleri harabeye dönmüş olan türbe Başbakanlığa bağlı TİKA, bazı gönüllü iş adamlarının onarımıyla güzel bir hale getirilmiş. Musa Serdar Çelebi’nin gayret ve çabaları ne kadar anlatılsa azdır. Türbenin arkasındaki geniş bir arazide yine Serdar Çelebi’nin ricası ile UKİD’in eski başkanı Av. Zeki Çalışkan tarafından çok uygun bir paraya alınmak üzere Belediye Başkanıyla anlaşılmıştır.

Ecdat her gittiği yere Pınarı, Çınarı, Hanı, Hamamı, Aş evlerini, Şifa hanelerini, Okulu (Mektebi-Medreseyi), Tekkeyi, Camiyi ihmal etmemiş ve her gittiği yere bu değerleri götürmüş. Babadağ da Türbenin 200 metre yakınında çınar ve bol yeşillikler içinde çok güzel bir alan içinde tarihi Kılıç Ali Paşa Cami ve külliyesi insanlara rahmet olarak hizmet ediyor.

Musa Serdar Çelebi’nin 30 yıllık hayalleri yavaş, yavaş Balkanlarda gerçekleşiyor. Hedef Balkan Müslümanlarını, bütün farklılıklara rağmen bir araya getirmek ve yaşadıkları ülkelerde ekonomik, sosyal ve siyasi olarak güç olmalarını sağlamaktır. Bu birliktelik için Sarı Saltuk herkesin üzerinde birleştiği önemli bir şahsiyettir. Ecdat yadigârı bu toprakları İslam’ın hoş görüsüyle yeniden irşad edeceğine inancım tamdır.

Romanya Müslümanlara karşı gösterdiği demokratik haklar açısından da çok toleranslı bir Ülke. Başörtüsü zulmüne maruz kalmış kızlarımızda Romanya da huzur içinde okuma imkânları bulmuşlar. ATİB’in buralara geçmişte yaptığı hizmetlerin izlerini görmüş olmakta bizi sevindirdi. Türk köylerini ekip olarak ziyaretlerimiz ve dağıttığımız yardımlarda gezimize ayrı bir güzellik kattı.

Sarı Saltuk buluşmasının bir başka adı da Ecdatla bütünleşme oldu bizim için. Ecdadımızı anlayanlara, tanıyanlara ve günümüze taşıyanlara selam olsun.

23. 09. 2013 Maasmechelen- Belçika


YAZARIN DİĞER YAZILARI