Durmuş Yıldırım
Fikret Ekin
Selahattin Saygın
Ihsan Öner
Mahmut Aşkar
AYÖG “Balkanlar Eğitim ve Kültür Gezisi” düzenlendi
Bu sene ikincisi düzenlenen “Balkanlar Eğitim ve Kültür Gezisi” kapsamında başta Kosova olmak üzere Arnavutluk ve Makedonya gezildi. Geçtiğimiz Mayıs ayında gerçekleşen gezinin ilk durağı Kosovanın Prizren şehri oldu. Konaklanan Prizren şehrinin güzelliğine güzellik katan Akdere’nin üzerinde bulunan ve 15. yüzyıla ait olan Osmanlı köprüsü, 1615 yılında inşa edilmiş olan Sinan Paşa Camii ve Prizren Kalesi gezildi.
Kosovanin Prizren şehrinin yanı sıra Priştina şehrine de gezide yer verildi. 276 metre uzunluğundaki Gadime Mermer Mağarası’nın doğal güzelliği şaşırtırken, Sultan Murad Hüdavendigar’ın Türbesi duygu dolu anlar yaşattı. Kosova Savaşında şehit düşen Sultan I. Murad’ın kalbi ve iç organlarının bulunduğu türbeyi gezerken, Kosova tarihi, Sultan I. Murad ve Türbe’nin tarihçesi hakkında bilgiler edinildi. Sultan Murad’ın savaş öncesi Hak Taala’dan şehadeti yakarması, duasının kabulu, o yıllardan bu yana son olarak 1911 yılında Sultan Reşad’ın Kosova ziyareti, kendisini görmeye gelen binlerle birlikte Cuma namazı kılınması, ve rehberin “en son ozaman geldiler bir daha da gelen olmadı” sözleri derinden etkiledi. 600 sene Osmanlı himayesinde kalan bu topraklar, üçüncü Osmanlı Sultanı gibi kim bilir kaç şehidimizin kefensiz mezarıydı. Asırlardır türbenin bakımını üstelenen türbedar ailesinin son ferdinin elimizde ki Türk bayrağını göstererek “ Iyi ki varsınız, bayrakların en güzeli bu bayraktır işte” sözleri Türk bayrağının ortaya çıkış yeri olarak kabul edilen Kosova’da duymak daha bir anlam kazandırdı.
Gezinin bir başka durağı ise Balkanlar’daki son Türk kasabası Mamuşa idi. Kosova’da çok eski bir yerleşimyeri olan Mamuşa nüfusunun hemen hemen tamamı Türktür ve Anadolu'daki bir kasabadan farksızdır. 19. yüzyılın başında Padişah II. Mahmud bu çevreye hanlar, saraylar, camiler inşa ettirmiştir. Kasabaya varıldığında sırasıyla Mamuşa Belediyesi, Atatürk Lisesi ve Ilköğretim Okulu ziyaret edildi. Samimi bir karşılama ardından köy ve okul hakkında bilgiler verildi. Yabancılık çekilmediği bu Türk diyarında, ekip çok güzel ağırlandı. Gezinin Kosova bölümü Ipek şehri ile tamamlandı. Ipek milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un babasının doğduğu şehirdir. Kentte milli şairimizin babasının adını taşıyan bir cami bulunuyor. Carşısı da Osmanlı izleri taşımakta. Gezinin son günlerinde Arnavutluk’un başkenti olan Tiran yer aldı. Burada Kruya Kalesi, 18. yüzyılda Tiran valisi Ethem Bey tarafından yapılmış ve kendi adını taşıyan cami ve Tiran meydanı gezildi. Gezinin son durağı Makedonya’nın başkenti Üsküp’tü. Şehrin merkezinde Vardar nehrinin üzerinde bulunan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, şehri adeta ikiye ayırmakta. Bir tarafı kale, Osmanlı dönemine ait cami ve hamam ile eski bir Anadolu görünümündeyken diğer tarafı modern mimariye sahip binalar ve yapılarla dolu, mazisiyle bir bağı kalmamış bir şehir. Gezi güzelliğiyle büyüleyen Matka gölü ve kanyonunu gezerek sona erdi.
Sonuç olarak Balkanların tabi güzelliğini görüp, manevi ve tarihi mekanlarını ziyaret edip kültür zenginliklerini birebir yaşama fırsatı buldundu. Osmanlı izleri taşıyan bu güzel topraklara ve samimi insanlarına hayran kalarak ayrıldık. Gayemiz bu güzel insanlarımızla bi köprü kurup birbimize destek olmak ve birbimizi unutmamak. Son yüzyılda acı hatıralarımız olsa da Balkanlar, bizler için her daim önemli bir coğrafyadır. Bu gezide emeği geçen herkese ve özellikle gezi bizleri yalnız bırakmayan Mamuşanın güzel insanlarına büyük bir şükran borçluyuz.