Durmuş Yıldırım
Fikret Ekin
Selahattin Saygın
Ihsan Öner
Mahmut Aşkar
Üzerinde Düşünmeye Değerse
Yarası Olan Gocunsun
"NOKTA ATIŞLARI"
İyi niyetli insanların iyi niyetinden doğan bir kötülükten daha kötü bir kötülük olamaz…
Tarihine masal töresine safsata diyen, inancına iğreti, işinde serseri davranan bir nesil yetiştirenler, şimdi sonucun faturasını yine bize kesmeye çalışıyorlar…
Yalancılığı sanat eylemiş riyakârlık karşısında, doğrunun tek silahı ferasettir…
Kaybettiğiniz her şeyi yeniden kazanabilirsiniz, namus ve şeref hariç…
Uzun bir süredir bu milletin dini değerlerine, tarihine, aile yapısına, namus anlayışına,
örf ve ananelerine karşı sistematik bir sinsi savaş yürütülüyor.
İlericilik, batı değerleri, medeniyet, kadın hakları, namus cinayetleri, cihat düşmanlığı ve yardımlaşma duygusuna karşı
sürdürülen istismar iddiaları, bu sinsi savaşın malum silahlarıdır…
Geçmişe gidemezsiniz, ama geçmişi geleceğe taşıyabilirsiniz…
‘’Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır’’ fakat zehrinden koruyamaz…
Kimin deli olduğuna değil, kimin deli olmadığına delil gerekir…
Rahmete talip olan, zahmete razı demektir…
Yüreğinin yetmeyeceğine el uzatma ki; yüreği yetenlerin önünü bari kesmeyesin…
Bey dediğin eli açık, yiğit dediğin alnı açık olmalıdır…
Secaad, feraset ve cesaret birleşmeden ümmetin kurtuluşu muhaldir…
Gereğince çalışan çakal, yersiz yatan aslana galip gelir…
Fitne en büyük beladır bilene, lakin fitnenin fikir görünümlüsü gerçek felakettir…
Yenilgi zafere odaklı bir tecrübeye dönüşüyorsa yenilgi değildir…
Keza zafer geleceğe tedbiri önlüyorsa hezimettir.
Bir milletin kültür kodlarıyla oynayarak ‘’GDO” lu ürünler’’ misali yeni bir millet görünümlü yığın oluşturmak,
o milleti tarih sahnesinden silmek için yeterlidir…
Bu noktayı nazardan Türkiye’nin son 150-200 yılı incelenince, günümüz anlaşılır ve geleceğimiz görünür kılınabilinir…
Krefeld, 03 Şubat 2015